D Harfi ile Başlayan İngilizce Kelimeler
abandon
???
terk etmek, bırakmak
D 1/240
A harfi için çözdüğünüz toplam kelime sayısı:
- dad / baba
- daily / günlük
- damage / hasar, zarar vermek
- damp / nem, rutubet
- dance / dans, dans etmek
- dancer / dansçı
- danger / tehlike
- dangerous / tehlikeli
- dare / cüret etmek, yeltenmek
- dark / karanlık, koyu, yoğun
- dashboard / gösterge tablosu
- data / veri
- database / veri tabanı
- date / zaman, tarih, randevu
- date-back / geçmişe dayanmak
- daughter / kız evlat
- day / günlük
- daytime / gündüz
- dawn / şafak vakti
- dead / ölü
- deadline / süre sonu, son teslim tarihi
- deadly / ölümcül
- deaf / sağır
- deal / uğraşmak, dağıtmak, anlaşma, pazarlık
- dealer / satıcı
- dear / sevgili, canım
- death / ölüm, vefat
- debate / çekişmek, tartışma
- debt / borç
- debtor / borç alan, borçlu
- debut / sahneye ilk çıkış, başlangıç
- decade / onluk, on yıllık süre
- decay / çürümek, çürük
- deceive / aldatmak, kandırmak
- december / aralık
- decent / doğru, dürüst
- deceptive / aldatıcı
- decide / karar vermek
- decision / karar
- decisive / belirleyici, karar verici
- declare / beyan etmek, ilan etmek
- decline / reddetmek, inişe geçmek, zayıflamak
- declining / azalan, gerileyen
- decorate / dekorasyon yapmak
- decoration / dekorasyon
- decorative / dekoratif
- decrease / azalmak, azaltmak
- dedicate / adamak, ithaf etmek
- deep / derin
- deeply / derinlemesine
- defeat / yenmek, bozguna uğramak, yenilgi
- defend / savunmak
- defense / savunma
- defensive / savunmacı
- deficit / kasa açığı, eksiklik, zarar
- define / tanımlamak
- definite / belli, belirli
- definitely / kesinlikle
- definition / tanım
- deflation / hava kaçırma, sönme, para darlığı
- degree / derece, aşama, rütbe
- delay / ertelemek, geciktirmek
- delete / silmek
- deliberate / kasıtlı, bilerek
- delicate / narin, hassas
- delicious / lezzetli, leziz
- delight / zevk, haz
- delightful / zevkli
- deliver / teslim etmek
- delivery / teslimat, sevkiyat, doğum
- demand / talep etmek, talep
- democracy / demokrasi
- democratic / demokratik
- demonstrate / gösteri yapmak, ispat etmek
- demonstration / ispat, gösteri
- density / yoğunluk, koyuluk, özkütle
- dentist / dişçi
- deny / inkar etmek, yalanlama
- department / bölüm, daire
- departure / kalkış, ayrılış
- departure-gate / çıkış kapısı
- depend / güvenmek, bel bağlamak, bağlı olmak
- dependent / bağımlı
- depict / göstermek, anlatmak
- deposit / emanet, depozito
- depress / moralini bozmak
- depressed / canı sıkkın, morali bozuk
- depressing / kasvetli, iç karartıcı
- depression / bunalım, depresyon
- depth / derinlik
- derivative / türev, türetilmiş
- derive / türemek
- describe / betimlemek, tanımlamak
- description / tarif, tanım
- desert / çöl, ıssız, terk etmek
- deserve / hak etmek, layık olmak
- design / tasarlama, tasarım
- designer / tasarımcı
- desire / istek duymak, arzulamak
- desk / çalışma masası, okul sırası
- desperate / umutsuz, çaresiz
- despite / rağmen
- dessert / tatlı
- destination / varış noktası
- destroy / imha etmek, yok etmek
- destruction / yıkım, tahribat, imha
- detail / detay, ayrıntı
- detect / tespit etmek
- determination / saptama, kararlılık, azim
- determine / azmetmek, kararlaştırmak
- develop / geliştirmek, gelişmek
- development / gelişme, gelişim
- device / alet, cihaz
- devil / iblis, şeytan
- devote / adamak, kendini vermek
- devoted / üzerine titremek, adanmış, bağlı
- diagnose / teşhis etmek, tanı koymak
- diagram / ilginç, ilgi çekici
- dialogue / diyalog, ileti söyleşme
- diamond / elmas
- diary / günlük, ajanda
- dictionary / sözlük
- die / ölmek
- diet / diyet, perhiz
- differ / ters düşmek
- difference / fark, ayrım
- different / farklı
- difficult / zor
- dig / kazmak, kazı
- digital / sayısal
- dimension / boyut, çap
- dining-room / yemek odası
- dinner / akşam yemeği
- direct / doğrudan, yönlendirmek, yönetmek
- direction / yön, istikamet, doğrultu
- directly / doğrudan, direkt
- director / müdür, yönetici
- dirt / pislik, kir
- dirty / kirli
- disability / sakatlık, yetersizlik
- disabled / engelli
- disadvantage / dezavantaj
- disagree / aynı fikirde olmamak
- disagree-with / katılmamak
- disagreement / anlaşmazlık
- disappear / gözden kaybolmak, yok olmak
- disappoint / hayal kırıklığına uğramak
- disappointment / hüsran, hayal kırıklığı
- disapproval / onaylamama
- disapprove / onaylamamak
- disapproving / uygun görmemek
- disaster / felaket, afet, facia
- disc / disk, teker, yuvarlak levha
- discharge / tahliye, boşalma, tahliye etmek
- discipline / disiplin
- discount / indirim, iskonto
- discourse / söylem, bahsetmek
- discover / keşfetmek
- discovery / keşif, bulgu, buluş
- discuss / tartışmak, görüşmek
- discussion / tartışma
- disease / hastalık
- disgust / iğrenmek
- disgusted / bezgin, iğrenmiş
- disgusting / igrenç
- dish / tabak
- dishonest / namussuz, dürüst olmayan
- disk / disk, yuvarlak levha
- dislike / beğenmemek, hoşlanmamak
- dismiss / azletmek, kovmak
- display / ekran, görüntü, gösterme
- disposal / ortadan kaldırmak, kurtulma
- dispute / çekişme, tartışma
- dissapoint / hayal kırıklığına uğramak
- dissatisfied / hoşuntsuz, memnuniytesiz
- dissolve / eritmek, çözmek
- distance / uzaklık
- distant / uzak
- distinct / belirgin, şüphesiz
- distinguish / ayırt etmek, fark etmek
- distribute / dağıtmak, saçmak
- distribution / dağıtım
- district / semt, bölge, ilçe
- disturb / rahatsız etmek
- dive / dalmak, gömülmek
- divide / bölmek, dağıtmak
- division / bölme, sınır
- divorce / boşanmak
- divorced / boşanmış
- do / yapmak, etmek
- doctor / doktor
- document / belge, doküman
- dog / köpek
- doll / oyuncak bebek
- dolphin / yunus
- domestic / iç, evcil, yurt içi
- domestic-flight / yurtiçi uçuş
- dominant / baskın
- dominate / hükmetmek, egemen olmak
- donate / bağış yapmak
- donkey / eşek
- door / kapı
- dot / nokta, nokta koymak
- double / çift, iki misli yapmak
- doubt / şüphe, şüphelenmek
- down / aşağıya doğru
- downstairs / aşağı katta, alt kat
- downtown / şehir merkezi
- dozen / düzine
- draft / taslak, tasarı
- drag / sürüklemek
- dramatic / dramatik
- draw / çizmek, karalamak
- drawer / çekmece
- drawing / çizim, çekme
- dreadful / rezil, tüyler ürpertici
- dream / hayal, hayal kurmak
- dress / giyinmek, elbise
- drink / içmek, içecek
- drive / sürmek, çalıştırmak
- driver / sürücü
- driving / sürme, işletme
- drop / düşürmek, düşmek, damla
- drug / ilaç
- drugstore / eczane
- drum / davul, tıkırdatmak
- drunk / sarhoş
- dry / kuru, kurutmak
- dry-off / kurulamak, kurulanmak
- duck / ördek
- due / vadesi dolmuş, süre, hak
- dull / donuk, sıkıcı
- dump / çöplük, yığmak, atmak
- during / boyunca, süresince
- dust / toz, fırçalamak, tozunu almak
- duty / görev, vazife
- dying / ölüm, ölme
E harfi için tıklayın